28 Mayıs 2007 Pazartesi

İslamiyet, Demokrasi ve Siyaset


Oy kullanmanın hükmü nedir?
Bakara 283. Bir de şahitliği gizlemeyin. Kim şahitliği gizlerse, şüphesiz onun kalbi günahkârdır
İnsanlar çevrelerinde olup bitenlerden bağımsız değildir. Haksızlıkların doğmasına neden olan süreçlere duyarsız kalamazsın. Eğer duyarsız kalarak vebalden kurtulduğunu da sanıyorsan, baştan kaybettin demektir. Yaşadığımız dünya da, olaylara tanıklığımızı yani şahitliğimizi gizlemek haramdır. Bu bağlamda, -herkese eşit oy hakkı verdiğinden adil olmasa da yine de- oy kullanmak ile mükelleftir her akıl sahibi.

Kafa bulandırmak için oy kullanmanın haram olduğunu iddia edenler var. Hüküm Allah'a aittir diyenler var. Sanki bu hüküm, internet bağlantı tarifelerini belirleyen kuralmış gibi, dünyanın geçici ama bizim de yaşarken ihtiyaç duyduğumuz kuralların hepsini belirleyen hükümmüş gibi. Sanki İslami rejim olduğunu iddia edilen yerlerde -tövbe, haşa- Allah gökte beliriyormuş, insanlar karar vermiyormuş gibi. Bu tip güncel meseleler üzerine hükmü belirleyen yine insandır. Ki zaten bu da bir sınanma aracıdır. 

Onun için, mevcut seçim sistemlerinde verilen oy, sistemin İslami mi olacağına ya da başka bir şey mi olacağına karar anlamı taşımadığından yapılan demagojiye safça inanmak doğru değildir. Yani insanlar başka düzen mi İslamiyet mi diyerek tercih yapmış olmuyorlar bu düzende ya da hüküm insanın mı olacak Allah’ın mı olacak diye de seçim yapmıyorlar. Oylanan şey sistemin kendisi değil bireyler. Bu noktada bir kavram kargaşası var bunu izah etmeye çalışalım.

Demokrasi demos kratos’tur. Yani halkın iktidarı... Cumhuriyet kelimesi Arapça kökenlidir. İşin ilginci o da halkın yani çoğunluğun iktidarı manasındadır ve İslam sistemi cumhuriyettir. Burada cumhuriyet ile demokrasinin farkı nedir sorusunun cevabını da almaktayız. Hiçbir farkı yok, ikisi de aynıdır. Türkçesi “halkın iktidarı” olan tanımın Latincesi demokrasi Arapçası cumhuriyettir diyebiliriz.

İslami olmayan düzende seçim yapmak İslami olmayan düzeni onaylamak manasına gelmez.

Ama şu noktaya değinmek isterim:

Ben demokrasiye inanmam. Ne demek istedim? İfade etmek istediğini tam ifade edemeyen cümle…

Ben demokrasinin [insanlara mutluluk getireceğine] inanmam. Çünkü çoğunluğun karar vermesi ve istisnasız herkese 1 oy hakkı verilmesi adalet değildir. Zaten hiçbir zaman da demokrasi mutluluk getirmemiştir. Mesela ben hiçbir şekilde ne gündemi takip ederim ne de ilgilenirim. Ama ne ilginç; her gün düzenli olarak gündemi ve siyasileri takip eden insanlar ile aynı oy hakkına sahibim. Peki neden?

Nasıl ki bir yönetim sisteminde mesela bir şirkette herkes uzmanı olduğu alandan sorumlu ve o alanla ilgili karar veriyor, diğer departmanlardaki kararlar üzerinde söz sahibi değil ise aynı şekilde çoğunluktan sağlıklı karar çıkabilmesi için oy sistemi siyasetle ilgilenenler üzerinde olmalı. Bir taraftaki adamın siyaset miyaset umurunda değil, öteki taraftaki adam en doğru kararı verebilmek için canla başla çabalıyor ama ikisi de eşit oy hakkına sahip.

İşin ilginci de şudur zaten:
Demokrasi zaten insanlara mutluluğu vaat etmez. Demokrasi yalnızca halkın kendi kaderini tayin etmesini sağlar. O da iyi bir şey demek değildir. Sadece çoğunluk ne derse; doğru, yanlış, kabul edilecek demektir. Dolayısıyla neden bu demokrasi yani çoğunluğun kararı yani herkesin bir oy hakkı olduğu sisteme bu kadar ulaşılmaya çalışılıyor anlamak mümkün değil. Mutluluk ve refah alınana kararların isabetli olmasından geçer çoğunluğun tamamı üzerinde söz sahibi olmasında değil. Osmanlıda kararları bir aile alıyordu ama onlar bizim şu zamanki halimizden çok daha mutlu ve huzurlu idi.

Düşünelim; 100 kişi var 99 ne olup bittiğinde habersiz 1’i ise ne olup bittiğinde haberli ve sağlıklı kararı verebilecek yalnızca o ama onunda bir oy hakkı var 99’unun da. Evet, çoğunluk kaderini kendisi tayin etmiş oluyor ama hani mutluluk? Yani kendi kaderini kendi tayin etmesi ne sağladı insanoğluna? Adalet mi bu? Hak mı bu? Toplumun çoğunluğu ile toplumun tamamının kaderini tayin ettin ama adaleti sağlayamadın. 99 kişin aldığı karar ile kendilerine yaptıklarına geçtim o 1 kişiye verdikleri zarar ne olacak. İlginçtir 1 kişi dahi olsa o bir kişinin uğradığı zulme İslamiyet cevaz vermiyor. Onun için İslamiyet var olan şey herkese eşit oy hakkı değildir. Seçim vardır ama herkes seçime katılamaz. Yönetimi belirleyen herkes değil o konun âlimleridir. Yani o konuda bilgili olan insanlar oy kullanıp karar verirler.

Herkese eşit oy hakkı vermenin bir kötü yanı da şudur ki: Siyaset korkunç derecede yavanlaşıp, popülist ve dalkavuk hale gelir. Siz kaç siyasetçiden entelektüel bir konuşma duydunuz? Türkiye’de bugüne kadar çok azı hariç hiç entelektüel bir adamın siyaset adamı olduğunu gördünüz mü? Halk dalkavukluğu, aşiret bağlantıları, neredeyse ilkokul seviyesindeki insanlara hitap eden siyasi vaatler, konuşmalar. Oysaki vaatler ve siyasi projeler uzman bir kadronun onayına sunulsa bunların hiçbirisi olmayacaktır. Bu durum da herkese bir oy hakkı vermenin ve halkın kendi kaderini tayin saçmalığının bir başka zararı.

Konuya dönersek mevcut düzende oy vermek mevcut düzeni onaylamak anlamı taşımıyor. Oy verme düzenin yapısı ile alakalı değil. Onu onaylamak ya da onaylamamak anlamı da taşımıyor. Hüküm Allah’a aittir. Allah hükmünü vermiş bize seçme hakkı tanımıştır, kendi sisteminde bile.

0 comments :