16 Ekim 2023 Pazartesi

Kontrolsüz Cumhuriyet ve Yasal Hırsızlık

Yasal Hırsızlık: Devlet mekanizmasındaki açıkların istismarı ile ya da iktidarı elde etmek isteyenlerin suç kapsamında olan vaatlerini gerçekleştirmesi ile maaş başta olmak üzere çeşitli yollarla hak edilmeden gelir elde edilmesi durumudur. Burada suç kapsamında değerlendirilmesi gereken vaatlerin ya da açıkları bulunan yasaların arkasına sığınılmış olması yasal hırsızlığı diğer hırsızlıklardan ayırır.

Örnek vermem gerekirse…

-          - Kıyak Emeklilik

-          - Din Görevliliği (ne demekse)

-          - Üniversitelerdeki akademisyenlerin bir kısmı

-          - Hiçbir işlevi kalmamış kurumlarda devlet görevlisi ya da bürokrat olarak durma

-          - Çeşitli seçilmişlerin kendilerine ayrılan bütçeyi üzerine vazife olmayan yerlerde kullanması

-          - Vergi affı(!)

(Not: Arkadaşlar bir yerlerde “af” ya da “barış” sözcüklerini duyarsanız çok dikkatli olun.)

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi liste daha da genişletilebilir.

Bu yazıda işleyeceğimiz şey kimlerin yasal hırsız olduğunu detaylandırmak olmayacak. Asıl olarak yapacağımız şey, kontrolsüz cumhuriyet ve kontrolsüz üremenin yasal hırsızlığı ortaya çıkaran iki temel neden olduğunu ve yasal hırsızlığın da ekonomik krizi ortaya çıkaran ana neden olduğunu anlatmak olacak.

Başlayalım.

Bir yerde ekonomik kriz varsa, orada had safhada yasal hırsızlık vardır. Bir yerde yasal hırsızlık varsa orada kontrolsüz cumhuriyet ve kontrolsüz üreme vardır.

Mekanizma şöyle çalışıyor.

İktidarı elde edenler, gücünü korumak için ya da iktidarı elde etme peşindekiler iktidarı elde etmek için seçmen sayısını artırmaya çalışır. Bunun en kolay yolu kolay seçmenlerdir. Birini kolay seçmen yapmanın en kolay yolu ise onu hak etmediği ile beslemektir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yasal hırsızların tamamı kolay seçmendir. İşte bu kolay seçmenler toplanan vergiler ile doyurulur. Fakat bu süreç beraberinde bir ters tepkiyi ortaya çıkarır.

Şöyle: Kolay seçmenlerin sayısını artırmak demek yasal hırsızların sayısını artırmak demek, o da her adımda vergilerden daha fazla çalınması demektir. Bunun sonucu da ekonomik krizdir. Aslında ekonomik kriz yasal hırsızların, kolay seçmenlerin sayısının artık doyuma ulaştığını, belki var olanların da doyurulamaz hale geldiğini göstermektedir.

Tam bu noktada siyasi parti tabelalarının çözmesi gereken iki sorun karşılarına çıkar. Birincisi yasal hırsız olan kolay seçmenler nasıl doyurulacak? İkincisi eğer ülke içinde kolay seçmen sayısı doyuma ulaştıysa seçmen sayısı nasıl artırılacak?

Bu aşamadan sonra ise işler daha da çirkinleşir.

Çünkü birincisi için satılmaması gereken herkese ait olan kamu toprakları veya taşınmazlar satılmaya başlanır. Yani iktidar bizzat kendisi yağmacılık yapar ve şuursuzca satılan taşınmazlar ile bir miktar daha yasal hırsızlar doyurulur.

İkincisi içinse dışarıdan, dışarıdan derken elbette ki yine kontrolsüz üreyen cehaletin egemen olduğu toplumlardan, ithal ve kolay seçmen getirilir. Başka bir deyişle vatandaşlık satılır. İşte tam bu noktada hiçbir kayıt tutulmayan ve seçmene hiçbir sorumluluk yüklemeyen kontrolsüz seçim sistemi yapılan bütün bu ahlaksızlıkları koruma altına alır.

Bu şekilde şerefi ile yaşamaya çalışanlara eziyet üstüne eziyet edilmiş olunur.

Bunlar daha çok iktidarı ilgilendiren konulardı. Biraz da işin başka boyutundan bahsedelim.

Neden ünlü oldukları, gündemde oldukları, maaş aldıkları ile ilgili hiçbir fikrimin olmadığı cehaleti paçalarından akan muhalefet denilen tipler dolaşıyor etrafta. Burada muhalefet derken, aşiretçilik, tarikatçılık, mezhepçilik gibi altı bomboş ayırt etmeler sebebiyle veya “size saldıracaklar, özgürlüklerinize saldıracaklar” gibi yine çoğunlukla altı bomboş korkularla oy verdiğiniz, bu sayede muhalefeti yani garanti kolay parayı garantilemiş bundan sonraki hayatını eğlencesine yaşayacak birikimsiz, niteliksiz tipleri kastediyorum.

Siz hiç, ülkenizde, bunlardan cezalandırma hukuku ile alakalı bir vaat duydunuz mu? Hatırlamaya çalışın cezalandırma ile alakalı tek bir şey duymuşluğunuz var mı?

Duymadınız mı?

Acaba duymuyor oluşunuzun nedeni onların da kendi çaplarında aynı suçları işliyor olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? Yani muhalefet dediklerinizin sadece yağmacılık sırasının kendilerine gelmesini bekleyen atanamamış iktidar olmasından kaynaklanıyor olabilir mi?

Siz bunu düşünürken, ben yasal hırsızlığı anlatmaya devam edeyim.

Yasal hırsızlığın başka bir versiyonu da göz boyama için yapılanıdır. Şovmenlikle iş başına gelenler, makamı elde ettiklerinde yapacak bir şey bulamayıp, hak etmeden elde ettiklerini kaybetmemek için 2 yola başvurur.

Bunlardan birincisi, kendisine ayrılan bütçeyle üzerine vazife olmayan işlere girmesi. Örneğin lokantacılık yapmak gibi… Burada ana hedef niteliksiz olduğunu, üzerine vazife olanı yapamadığını göz boyayarak gizlemektir. Şunu not düşeyim: Lokantacıdan alınan vergi ile lokantacıya rakip olmak, vergi toplamayı “gasp” noktasına taşımış olur.

İkincisi ise bedava(!) yapılmaması gereken hizmetleri sırf göz boyamak için bedava(!) yapmak. Elbette hiçbir şey bedava(!) yapılmıyor, sadece hesabı sana ödetiliyor. Yani yasal hırsızlık yapılıyor. (Bu noktada, kullanıldığı duyulduğunda dikkatli olunması gerektiğini söylediğimiz af, barış gibi kelimelere “bedavayı” da eklememiz gerekiyor.)

Bitirirken şunu vurgulamak isterim ki: Kontrolsüz üreme, kontrolsüz cumhuriyet, yasal hırsızlık ve ekonomik kriz… Bunların hepsi birbirine zincirleme bağlı, şeytanın kurduğu bu Dünya düzenin taşıyıcı kolonlarıdır. Bu kolonlardan birini samimi olarak hedef almaya başladığınızda mutlaka diğerleri de karşınıza çıkacaktır. Diğerlerini de işlemek zorundasınız, eğer samimiyseniz. Eğer ki diğerleri karşınıza çıkınca toplumsal yadırgamadan korkacak ve diğerlerinden bahsedemeyecekseniz, örneğin ekonomik krizden bahsediyor ama kontrolsüz cumhuriyet ve kontrolsüz üremeyi ele alamıyorsanız, ya da “üniversitede arkadaşım var yasal hırsızlıktan bahsetmeyeyim, ayıp olur” diyorsanız, yaptığınız şey muhalefet değil, boşa zaman harcamadır. Siz de sistemin parçasısınız demektir. Kontrolsüz üreme, kontrolsüz cumhuriyet ve yasal hırsızlığın üçünü birden hedef almayan hiç kimseyi ciddiye almayın. Hayır beklemeyin. Hiçbir şeyi değiştiremeyecekler. Değişim sadece bu üçünün hedef alınması ile gelir.

0 comments :